Fasya Sağlığına Bütünsel Yaklaşım
- Beyza IŞIK
- 12 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Haz
Fasya, kaslarımızı, organlarımızı ve genel olarak tüm bedeni saran, ince, esnek bir bağ dokusudur. Yapısal konumuna ya da bağlandığı vücut bölgesine göre farklı adlarla anılır. Örümcek ağına benzeyen bu yapı, vücudun her yerine ince ince yayılarak, hareket kapasitemizi doğrudan etkiliyor. Sağlıklı ve elastik bir fasya, bedenin daha rahat ve akışkan hareket etmesini sağlar. Ancak hareketsiz bir yaşam tarzı, stres, duygusal yükler ve yeterli su tüketmemek gibi faktörler fasyanın akışkanlığını kaybedip sertleşmesine yol açıyor. Bu durum, en basit haliyle kaslarda gerginlik ve hareket kısıtlılığı olarak kendini gösterir.
Hareket kısıtlılığına hemen bir örnek vermek isterim. Belki de spor yapan, sakatlananlara tanıdık gelebilir. Örneğin; bir eklem sakatlığı yaşadık ve doğal olarak hareket etmeyi tamamen bırakmak gibi bir yönelim gösterebiliriz. Çünkü genelde şöyle düşünebiliyoruz. ''Hareket ederken sakatlandım, korumak için hareket etmemem gerek'' diyerek, tamamen bırakma psikolojisine girebiliriz. Akut ağrılar geçince travma geçirmiş o bölgeye uygun hareketler bir fizyoterapist eşliğinde yapmazsak donuklaştığını, akışkanlığını kaybetmeye başladığını birebir gözlemlememiz mümkün. Zaman içerisinde artık o bölgenin hareket kabiliyeti kısıtlanmış oluyor. Geri dönmesi de sancılı olup, uzun zamana yayılabilir. Ancak şunu da unutmadan ekleyeyim, aşırı kullanılmasında da iltihaplanıyor ve yine akışkanlığını kaybediyor. O yüzden her şeyde olduğu gibi ''denge'' yine karşımıza çıkıyor.
Hareket etmek bir görev değil de yaşamsal bir gereklilik aslında. Günlük yaşamımızda öyle ya da böyle bireysel sürdürülebilir bir hareket planı şart. Hatta Thomas Myers*, sistem eleştirisi yaparak hareket etme şeklimizi bile değiştirmemiz gerektiğini savunuyor dijital ve robot çağına uygun.**
Tüm bu fiziksel etkilerinin ötesinde, fasya artık sadece bedensel bir yapı olarak değil; zihinsel ve duygusal dengeyle de ilişkili bir sistem olarak görülüyor. Buna bağlı olarak o zaman yukarda bahsettiğim donuklaşmış yapının ya da günlük hayatımızdaki farkındalıksız, yetersiz hareketin etkileri nasıl olur?
Bilim dünyası, 20. yüzyılın sonlarına doğru fasyaya olan ilgisini artırdı. Thomas Myers’in Anatomy Trains*** adlı kitabı, bağ dokusunun vücuttaki rolünü geniş kitlelere tanıttı. Myers, fasyayı yalnızca kasları saran bir katman değil, diğer dokularla etkileşimde bulunan dinamik
bir yapı olarak tanımlayıp, somatik farkındalığın öneminden bahseder.
Yeni araştırmalar da fasyanın sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel durumlarımızla da doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor. Beden-zihin-ruh birliğinde, fasyanın sağlıklı yapısı, genel iyilik halimizi destekleyen önemli bir unsur haline geliyor.
Fasya Sağlığını Destekleyen Uygulamalar Neler Olabilir?
Hatha Yoga bu noktada güçlü bir araç. Hatha yoga, fasyayı doğrudan etkileyen temel pratiklerden biri. Yin yoga ve yavaş akan vinyasa stilleri, fasya dokusunu esnetir ve yapışıklıkları açarak onu daha akışkan ve dayanıklı hale getirir.
Yavaşlıkla gelen bu farkındalık, parasempatik sinir sistemini (sindir/dinlen) aktive ederek bedende fiziksel, zihinsel ve duygusal düzeyde rahatlama sağlar.
Diyafram nefesiyle desteklenen nazik akışlar, fasya içindeki sıvı dolaşımını da artırarak dokunun sağlıklı ve elastik kalmasına katkı sağlar. Bu nefes tekniği, vagal tonu pozitif yönde etkiler.
Dans, somatik yoga pratikleri ve Trauma Releasing Exercises (TRE) gibi uygulamalar, bedende biriken stresin, duygusal yüklerin ve fiziksel blokajların çözülmesine yardımcı olabilir.
Masaj uygulamaları da fasya'ya doğrudan etki eder. Thai masajı, refleksoloji ve akupunktur gibi terapiler, fasya sağlığını iyileştiren önemli yöntemler arasında yer alır.
Ayrıca foam roller ile yapılan miyofasyal gevşetme teknikleri, fasyadaki gerginlikleri azaltıp ve dolaşımı destekliyor. Faydasını çok gördüğüm için, öğrencilerime kesinlikle tavsiye ediyorum.
Tai Chi ve Qigong gibi yumuşak enerji pratikleri de yine bu süreci tamamlayıcı niteliktedir.
Duygusal ve zihinsel rahatlamayla fasya da rahat!
Fasyanın sağlıklı kalmasında sadece fiziksel uygulamalar değil, duygusal ve zihinsel rahatlama da kritik rol oynuyor. Nefes çalışmaları, meditasyon içsel dengeyi sağlayıyorsa, fasyayı da olumlu etkilediğini söyleyebiliriz.
Günlük tutmak, yazı yazmak ya da güvenli alanlarda duygularımızı ifade etmek gibi araçlarla yapılacak duygusal detoks, bedende sıkışan hislerin serbest kalmasına destek olur. Çünkü duygular vücutta sıkıştığında, fasya da bu sıkışmaya tepki verir. Rahatlamış bir zihin, gevşemiş ve rahat bir bedeni beraberinde getiriyor olması kaçınılmaz olacaktır. Hepsi bir bütün. Her şey hücresel boyutta gerçekleşiyor. Fasya üzerinden de anatomik ve duygusal bağlantılara da açıklık getirmiş olduk.
Beslenme de çok önemli bir yer tutuyor.
Sağlıklı bir fasya yapısını korumak için doğru ve dengeli beslenme büyük önem taşıyor elbette. Yeterli su tüketimi, beslenme şeklimize uygun kolajen üretimini destekleyici ve anti-inflamatuar özellik gösteren besinler, fasya dokusunun canlılığını sürdürmesine yardımcı
olur.
Mindfulness ve şefkat tutumlarıyla yapılan tüm pratiklere…
➕
Kaynak:
***Tom Myers'ın '' talks at google'' daki sunumu Anatomy Trains | Tom Myers | Talks at Google
** 10.08 dakika itibariyle.